İçindekiler
Colmar çok küçük bir şehir. Fotoğraflardan, gezi programlarından görüp aşık olduğunuz Colmar beklentilerimizi tam anlamıyla karşılayacak bir Fransız şehri. Huzurlu taş sokaklar, bölgeye özgü ahşap evler, kanallar ve en dikkat çekeni de rengarenk çiçekler bu şehri daha çok sevdirecektir.
Parc du Champ de Mars
Colmar’ın asırlık ıhlamur ağaçlarıyla en büyük yeşil alanı Champ de Mars Parkı. Her ne kadar Paris’teki Champ de Mars Parkı kadar büyük olmasa da kuş sesleri içinde, ağaçların altında vakit geçirilebilecek nadide noktalardan. Colmar aynı zamanda ileride tekrar değineceğim Bartholdi ile özdeşleşmiş durumda. Parkta Batholdi’nin eserleri olan General Rapp heykeli ve Bruat Çeşmesi de bulunmakta.
La Maison de Tetes (Kafalar Evi)
İlginç bir isim değil mi? 17’nci yüzyıldan kalma bu yapı bir şarap tüccarının eviymiş. İsmi ise evin ön cephesindeki 106 adet insan kafası heykelinden geliyor. Şu anda lüks bir otel ve restaurant olarak kullanılmakta.
Marche de Noel de Colmar (Colmar Noel Pazarı)
Eğer kışın geldiyseniz burada Noel Pazarı (Christmas Market) kuruluyor. Yazın olduğu kadar kışın da tercih edilen bir şehir burası. Diğer mevsimlerde ise açık havada şemsiyelerin altında yemek yiyip bir şeyler içilebilecek geniş bir meydan.
Cathedrale Saint-Martin (Saint Martin Katedrali)
1235-1365 yılları arasında inşa edilen gotik tarzda bir katedral. Avrupa’da katedral gezmekten yorulanlar için bakıp geçilebilir.
Muzee Bartholdi (Bartholdi Müzesi)
Bartholdi ismi tanıdık geldi mi? Evet Özgürlük Heykeli’nin mimarının memleketindeyiz. Colmar’a gelmeden önce olur da bunu bilmiyor olsanız bile Colmar bunu sizin gözünüzün içine sokacak derecede sahiplenmiş durumda Bartholdi’yi. Şehrin sokaklarında gezerken birçok yerde içinde özgürlük heykeli baskısı olan metal yön levhaları göreceksiniz. Bartholdi’nin doğduğu evmiş burası ve şu anda müze olarak işletiliyor. Sabah saat 10.00 ile akşam 18.00 arasında (Salı günleri hariç) açık. Bartholdi’nin eserlerinin çizimleri, taslakları, küçük modelleri görülebilir müzede. Giriş ücreti 8 euro.
Maison Pfister (Pfister Evi)
1537’de Ludwig Scherer adında bir tüccar için yaptırılan bu ev şu anda Colmar’ın en çok ziyaret edilen noktalarından biri. Ne var derseniz, evin ahşap işçiliği, mimarisi ve ahşap üzerinde yer alan tablolar diğer örneklerine göre çok daha farklı ve özel. Her ne kadar bir ortaçağ evi olsa da mimarisinde Rönesans özellikleri taşıyan bir ev imiş.
Au Vieux Pignon
Her ne kadar bir hediyelikçi dükkanı olsa da, bu bina ve önündeki sokak Colmar’ın özelliklerini yansıtan bir sokak bence. Fotoğraf için güzel bir nokta.
Koifhus – Ancienne Duanne (Customs House – Gümrük Evi)
Bir ortaçağ şehri düşünün. Diğer şehirlerden kanallar ile, atlar ile şehre gelen mallar öncelikle buraya gelir, depolanır, pazarlıklar, anlaşmalar yapılır ve şehre sokulurmuş. Burası şehre gelen ve şehirden giden malların geçtiği, tüccarların yoğun olarak kullandığı bir yermiş. Şu anda birçok aktivitenin (konferanslar, küçük konserler vb.) yapıldığı 1400’lerden kalma bir bina.
Marche Couvert de Colmar (Couvert Marketi – Market Hall)
Gezdiği şehirlerde Pazar alanı bulunca sevinenlerdenseniz siz de, burayı çok seveceksiniz. 1800’lü yıllardan kalma kapalı bir market alanı burası. İçeride doğal ürünler satan tezgahlar, şarküteri ürünleri, hediyelikçiler var çoğunlukla. Bir de marketin dışında köşede işeyen çocuk heykeli var. Brüksel’deki Manneken Pis heykelinin bir kopyası.
Le Petit Venise (Küçük Venedik)
Her ne kadar ismi Venedik’den kopya olsa da bu bölge belki de Colmar’ın bu kadar tercih edilen bir şehir olmasının başlıca sebebi. Kanalın kıyısındaki rengarenk evleri görüp, kanal boyunca sıralanan rengarenk çiçeklerin kokusunu alınca insan huzuru hissediyor. Bu bölgeyi fırsatınız varsa mutlaka bir de sabah erken saatlerde gezmelisiniz. Gün ortasında özellikle tur olarak gezen turist kalabalıkları burayı çekilmez hale getirebilir aman dikkat.
Kanalın üzerinden geçen Rue des Ecoles yolu üzerindeki köprü Colmar’ın kartpostal fotoğraflarının çekildiği yerlerden biri. Manzarayı kaçırmayın. Aynı zamanda diğer bir kartpostal fotoğraf noktası da bir sonraki köprü üzerinden Rue Turenne Caddesinin kanal üzerinden geçtiği köprü.
Bu noktada evlerle ilgili bir konuya da değinmekte fayda var. Colmar’ın genelinde görebileceğiniz panjurlardan bazılarında kalp şekilleri var. Şu an her ne kadar turistik bir konuya dönüşmüş olsa da önceden ev halkından bir genç kız evlenmek istiyorsa kalpli panjur takılır, kız evlendikten sonra da kalbin üzeri bir tahta parçasıyla kapatılırmış…
Kanal Turu
Minik ahşap teknelerle yapılan tur, her ne kadar kısa bir kanal turu olsa da Küçük Venedik bölgesini bir de bu açıdan görmek güzel oluyor. Tekneyi kullanan kişilerin İngilizceleri güzel, kısaca gördüğünüz yerleri yerel bir bakış açısıyla anlatıyorlar. Aynı zamanda yürüyerek gezip göremeyeceğiniz, yeşilliklerin içinde bir bölgeye de giriyorsunuz teknelerle. Sessizlik ve huzur katıyor gezi.
Önceden rezervasyona gerek yok. Tekneye binerken ödeme yapılıyor. Kişi başı 6 euro. Kalabalık bir gündeyseniz belki biraz sıra beklemek durumunda kalabilirsiniz.
Musee du Jouet (Oyuncak Müzesi)
Her ne kadar Colmar’la ilgisi olmayan bir müze olsa da kesinlikle görmeye değer bir müze. Özellikle en üst kattaki tren bölümü şahane.
Rue des Clefs
Her şehirde bir alışveriş caddesi vardır malum. Colmar’da olmaz mı? Colmar’ın her yeri hediyelikçi dolu olsa da eğer kıyafet ağırlıklı bir alışveriş yapacaksanız, biraz Colmar ruhundan uzak olsa da caddelerde salına salına dolaşarak alışveriş yapmaksa istediğiniz, Rue des Clefs, yani Anahtar Caddesi tek alternatif.
Musee Unterlinden
Tarih öncesi dönemden 20’inci yüzyıl eserlerine kadar bir çok eserin sergilendiği müze, hem bir arkeoloji hem de bir modern sanat müzesi. Giriş kişi başı 13 euro. Meraklıları için çok özel bir yer.
Müzenin karşısında da Turizm Danışma Bürosu (Tourist Information) bulunuyor. Ücretsiz harita alabilir, sormak istediğiniz herhangi bir konuyu sorup bilgi alabilirsiniz.
Le Petit Train de Colmar
Hani her şehirde şehir turu attıran, turistlerin kulaklıkları takıp gezdiği trenler (aslında vagonlu tekerlikli bir araç) olur ya. Colmar’da da var işte ondan. Yürüyerek dolaşacak kadar vaktiniz yoksa (mesela Colmar’dan günübirlik geçiyorsunuz, birkaç saatiniz var sadece) kesinlikle en iyi alternatifiniz bu.
Eguisheim
Şarap rotasının en şirin köylerinden biri de Eguisheim. Otobüs ya da bisiklet kiralayarak gidilebilecek bir uzaklıkta. Eğer Eguisheim’a gitme planınız varsa ilk fırsatta Unterlinden Müzesnin karşısındaki turist danışma bürosuna gidip bir harita isteyin ve saat kaçta gidip dönebileceğinizi danışın. Gün içinde gidip gelmek için 1-2 sefer var. Kaçırmamak lazım.
Colmar’da ne yemeli Ne İçmeli
Kesinlikle Tarte Flambee yemeli. İsminin havalı olduğuna bakmayın. Pizza yaparken bizim lahmacundaki gibi ince hamur kullanmışlar. Pizzalarda olduğu gibi neyli tarte flambee istediğinizi seçip siparişinizi veriyorsunuz. Ucuz ve lezzetli bir restoran yemeği seçeneği. Yanında da güzel bir yerel şarap içmeli.
Eğer restoranlarda takılamam, daha ucuz alternatif yok mu derseniz, bu yöreye özgü Bretzel depolayın bolca bulduğunuz yerden. Monoprix süpermarket var gezi trenlerinin kalktığı meydana bakan. Monoprix’den de oldukça uygun fiyatlara ne ararsanız bulabilirsiniz. Canınızın çektiği bir içecek, belki de güzel bir Alsas Şarabı bulunabilir.
0 Comments