Ankara’ya her geliş gidişimizde “Yassıhöyük (Gordion)” tabelasını görürdük. Her zaman bu kahverengi tabelalar bizde gezme arzusu uyandırmıştır şöyle bir soruyla: Acaba orda ne var? Biz gezginleri de keşfetmeye yönlendiren soru da bu değil mi zaten… Yine böyle bir günde yolumuzda saptık ve tabelayı takip etmeye başladık.
Gordion antik kenti, müzesi ve Kral Midas’ın Tümülüsü, Ankara’nın Polatlı ilçesi, Yassıhöyük köyünde. Yolumuz yarım saat kadar sürdü. İki arabanın yan yana zor geçebildiği bozuk asfaltlı bir yol ama gözünüz korkmasın yol sizi yıpratmıyor.
Yassıhöyük’e vardığımızda tabelaları takip ederek Gordion Müzesi’ne ulaştık. Müze ile Kral Midas Tümülüsü karşı karşıya. Biri yolun sağında diğeri solunda. Antik kenti gezmek isterseniz başka bir yolu takip etmeniz gerekiyor ki biz bu seferlik sadece müzeyi ve tümülüsü gezdik.

Arabamızı bıraktıktan sonra müzeden başlamaya karar verdik. Müzeye giriş Müze kart ile ücretsiz, müze kartınız yoksa 25 tl idi. Müzeden aldığınız giriş bileti ile tümülüsü de geziyorsunuz.
Gordion Müzesi’nde kronolojik bir sergileme sunulmakta, her dönem karakteristik örneklerle temsil edilmekte. Üç vitrinde Eski Tunç Devri eserleri, bunu takiben Kral Midas ile son bulan Erken Frig Dönemine ait eserler yer almaktadır. Bu eserler içinde Erken Demir Çağına ait el yapımı çanak-çömlekler, Erken Frig Çağına ait Demir aletler, tekstil üretim aletleri sergilenmekte. Yeni sergi salonunda Panoramik vitrin içinde MÖ 700 yıllarına tarihlenen tahrip katına ait tipik bir yapı sergilenmektedir. Yeni salonun geri kalan kısmında MÖ 6 – M.S. 4. yüzyıla ait ithal edilmiş Yunan seramiği, Hellenistik Çağ ve Roma Dönemine ait malzemeler sergilenmektedir. Son bölümde ise Gordion’da ele geçen mühür ve sikke örneklerini görme imkânı sunulmakta.
Müzenin bahçesinde ise Friglerin mobilya yapımında kullandıkları sedir, kokulu ardıç, şimşir, sarıçam, ceviz ve porsuk fidanları bulunmakta. Bu alanda kazılarda bulunmuş olan Roma mozaiği ve Galat Mezarı sergileniyor.
Müzeyi gezdikten sonra sıra Kral Midas’ın tümülüsünü gezmeye geldi. Daha çok eşek kulaklı Midas, dokunduğu herşeyi altına çeviren Kral Midas gibi efsanelerle bilinen Midas, Frig krallığının kurucusu Gordios’tan sonra başa geçmiş olan, Frig krallığının en görkemli zamanlarını yaşatan kraldır.
Midas’ın höyüğü işte bu nedenlerle bölgede bulunan 80-90 tümülüsten en dikkat çekici olandır. Tümülüs dediğimiz yığma tepecik, soylu ve zengin kişilerin mezarlarıdır aslında. Tıpkı piramitler gibi tümülüsün tam orta altında mezar odası bulunur. Kişinin naaşı ve ona ait bazı eşyalar da mezar odasına konulur. Ardından mezarın üzeri toprakla kapatılarak bir tepe oluşturulur.
Yıllar sonra da tarihçiler bu Tümülüsleri keşfeder ve geçmişe ışık tutar bir nebze… Kral Midas’ın tümülüsü de aynı şekilde inşa edilmiş, yüksekliği 60 metre, çapı 300 metredir. Uzunca ve loş bir koridordan geçerek mezar odasına ulaştık.
Mezar odasına girilmiyor. Sadece demir parmaklıklı bir kapıdan içeriye göz atma şansımız oldu. Mezar odası ardıç tomruklardan yapılmış 4 tarafı kapalı bir küp şeklinde. Kazı tamamlandığında mezar odasında 169 adet tunç ve bakır kap, 15 adet çeşitli elbiselerde kullanılan 175 adet fibula (bir çeşit çengelli iğne) ve karyola üzerinde yatan kral ile karşılaşılmış. Midas’ın ayağında işlemeli çizme veya potinleri 6 adet fibula ile tutturulmuş 2 kat giysisi varmış. İncelemelere sonuçlarına göre Kral Midas’ın 60 yaş civarında öldüğü tahmin edilmekte. Kralın boyunun 159 cm uzunluğunda olduğu görülmüş. Kralın üstü 21 kat kumaşla örtülmüş. Bugün kralın kemikleri Anadolu Medeniyetleri müzesinde bulunmakta.
Eğer fırsatınız varsa Yassıhöyük (Gordion) tabelalarını kaçırmayın deriz. Bizim için güzel bir gün oldu. Ankara, Eskişehir, Kütahya, Afyon hattında uzanan Frig Krallığına şahit olmak, başkentlerini görmek ve ritüellerini öğrenmek farklı bir deneyim…
0 Comments