Okyanusya, Güney Yarımküre’de Büyük Okyanus ile Hint Okyanusu arasında bulunur. 8970 bin km²’lik yüzölçümü ile dünyanın en küçük kıtası özelliğini taşıyan Okyanusya, nüfus yoğunluğu bakımından da Antartika’dan sonra en düşük seviyeye sahiptir. Kıtadaki toplam nüfus sayısı 2014 verilerine göre 24 milyona yaklaşmaktadır. Nüfusun 1/3’ünü ise ortalama 4.5 milyon nüfusu ile Sidney ve 4 milyon nüfusu ile Melbourne kentlerinde yer alır. Iki şehirde dünya ortalamasının altında bir nüfus yoğunluğuna sahip Okyanusya’da dünyanın en kalabalık şehirleri arasındadır.

Demografik dağılımda etkili olan yer şekilleri. iklim özellikleri ve ekonomik açıdan bakıldığında Okyanusya’nın sahip olduğu coğrafi özellikler nüfusun azlığı bakımından beklenebilir sonuçları doğuracak yapıdadır. Oğlak dönencesi ile Ekvator arasında yer alan kıtanın çoğunun kurak olması, kıtayı kaplayan büyük çöllerin bulunması, işlenilebilir toprağın yetersizliği gibi etkenler kıtadaki nüfusu etkilemiştir. Ancak 1980 yıllarında göçmenlik politikalarında yapılan düzenlemeler ile Asya kıtası ülkelerine uygulanan göç yasağı kalkmış ve kıta nüfusu göç alımıyla fazlalaşmaya başlamıştır. Bugünkü artış batılı ülkelerin nufüs artışını geçmektedir.

Nüfusun 2/3’ü kuraklık sebebiyle kıtanın güneydoğusunda yer alır, nüfusun yarısı ise kıtadaki altı eyaletin başkentlerine dağılmıştır. Sidney ve Melbourne yanında diğer başkentler Brisbane, Alelaide, Perth, Hobart nüfusun yoğun toplandığı şehirlerdir.

Okyanusya kıtası, keşfinden bu yana özellikle Avrupa tarafından göç akınına uğramış bir kıtadır. Özellikle İngilitere, kıtanın İtalya, Polonya, Danimarka, Almanya ile İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra çeşitli Avrupa ülkelerinden de göç almasına rağmen göç nüfusunun yarısının kaynağını teşkil eden ülkedir. Bu yüzden nüfusun %80’den fazla göç sebebiyle İngiliz ve İrlanda asıllıdır. İtalyan, Yunan, Çin, Arap, Eski Yugoslavya, Vietnam ve Türk kökenliler nüfusun oluşturan diğer uluslardır. Bunun yanında kıtanın yerli halkı başta göçler olmak üzere salgın ve geleneksel yaşayışın bozulmasından etkilenmiş ve nüfusu giderek azalmıştır. Avrupalılar gelmeden once 350 bin civarında olduğu tahmin edilen yerlilerin nüfusu Avrupa’dan başlayan göç hareketiyle geçen 150 yılda 30 bini melez, 40 bini ise safkan 70 bine düşmüştür.

Yerli komitelerin parçalanıp dağıtılması, yerli çocukların ailelerinden alınıp  devşirilmesi ile kıta nüfusunun ortalamasında sadece %1’lik orana sahip aborjinler ve diğer yerliler olmak üzere kıtanın %92’si beyaz ırk, %7’si de Asya kökenlidir.


0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir