İçindekiler

Çek Cumhuriyeti ‘nin başkenti, büyülü, romantik şehir Prag. Prag her şeyi bulabileceğiniz harika bir şehir merkezine, yüzyıllara dayanan muhteşem bir tarihe, Romanesk, Gotik, Barok, Rönesans ve Art Nouveau mimarisinin en güzel örneklerine sahip. Yaklaşık 25 yıl önce göstericiler “kadife devrimi” adında birçok barışçıl protestolar düzenlediler ve komünist rejime son verdiler. Tek partili dönemin ürkütücü gölgesinden kurtulan şehir Avrupa’nın en güzel şehirlerinden biri oldu. Her tarafından kültür fışkıran ve insanları mutlu olan çok keyifli bir şehir Prag. Ucuz uçak bileti kampanyalarını yakalayınca bu güzel şehri keşfetmeye gidin.

Prag, 3 boyutlu bir mimari ders kitabıdır aslında. Romanesk şapelleri, Gotik katedraller, Barok saraylar ve bahçeler, Art Nouveau binaları ve benzersiz Kübist mimarisi, yaşadığımız dünyayla alakası olmayan bir mekân haline getiriyor kenti.

Şehrin mimarisinin çeşitliliğini takdir etmek için sanat tarihi uzmanı olmaya gerek yok aslında. Prag‘ın büyülü sokaklarında dolaşmak yeterli.

Prag Tarihi

Prag

Çek Cumhuriyetinin tarihine baktığımızda, 14. yüzyılın ikinci yarısında İmparator Charles IV döneminde, başkenti Prag olan Bohemya Krallığı, altın çağlarını yaşamış ve Kutsal Roma İmparatorluğu’nun merkezi haline gelmiş. Büyük ölçüde barış içinde geçen bu dönemde, Kraliyet tarafından kültür, eğitim ve altyapıya inanılmaz yatırımlar yapılmış.

Prag’da birçoğu İmparator Charles IV’ün şahsi ve maddi desteğiyle yapılan ve kendi adını taşıyan Charles Köprüsü, Charles Üniversitesi, St. Vitus Katedrali, Karlštejn Kalesi ve Karlovy Vary gibi bugün Prag’da gezilecek en önemli yerler günümüze kadar ulaşmış. Bohemya Krallığı’nın altın dönemi  İmparator Charles’ın 1378’de ölümüyle sona ererken, krallık yavaş yavaş dini kargaşaya sürüklenmiş.

Bohemya Krallığı, Kral II. Louis’nin 1526’da Mohaç Savaşı’nda Türklerle savaşırken ölmesinden sonra Habsburg tarafından yönetilen Avusturya İmparatorluğu tarafına geçmiş. Bu olay, Çek’lerin önündeki dört asıra damga vurmuş. Her ne kadar Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’nun işgali altında olsalar da 19 uncu Yüzyılda imparatorluğun endüstri ve ekonomi alanlarında en gelişmiş bölgesi olmuş. Ve Birinci Dünya Savaşı sona erer ermez bağımsızlıklarını ilan etmişler.

Ne II.Dünya Savaşı’nda bütün Avrupa’yı yakıp yıkan Hitler’in tankları ne de yıllarca komünist rejimin özgürlükleri kısıtlayıcı etkisi bozamamış Prag’ın güzelliğini.

Gabriel Garcia Marquez de 1950’lerde yaptığı Prag gezisinde, kendileri kot pantolon giydikleri için komünist rejimin etkisinde olan Praglıların kot pantalonu giyenlere uzaydan gelmişcesine tuhaf baktıklarını ve gülüştüklerini yazmıştı “Doğu Avrupa’da Yolculuk” kitabında. Bugün ise her ne kadar o soğuk bakışları ve davranışları yüzlerine vursa da gerek sosyal gerekse sanayi anlamında Çekler çok yol almış durumda.

Bugün kü Prag çok farklı. Tarihi ama cıvıl cıvıl, masalsı, renkli, çılgın, özgür… Yaşamın her rengi var Prag’da! Tam anlamıyla bir turizm ve dünya şehri Prag. Hadi hep birlikte parmaklıklarımızı bırakıp Prag’ın özgür sokaklarına, tarihi ve doğal güzellikleri, Prag gezilecek yerler’i birlikte adım adımlayalım.

Kafka’nın Şehri Prag

Kafka
Kafka

Bu kasvetli ve karanlık dönemde dünyaya gelen Kafka da satırlarında “Herkes beraberinde taşıdığı bir parmaklığın ardında yaşıyor.” derken kimine göre çocukluğundan itibaren yaşadığı aşağılık kompleksini, kimine göre bu karamsarlıktan kurtulmak için aradığı umut ışığını anlatıyordu belki de.

Kafka’nın yaşamı, belki yaşadığı dönemden belki de babasının sürekli onu hor görmesinden dolayı bunalımlarla doluydu. Eserlerinde de bunu yansıtıyordu sürekli. Kafka’nın Şehri denilen Prag günümüzde o buhran ve kasveti atmış üzerinden. Prag’ı görünce siz de bana hak vereceksiniz. Burası artık Kafka’nın şehri değil!

Prag’da Görmeniz Gereken Yerler

Powder Tower

Powder Tower
Powder Tower

Pudra Kulesi 1475’de Kral II. Vladislav tarafından yaptırıldı. Eskiden saray olan yer şimdi Belediye binası ve kapalı bir köprü ile kuleye bağlı olarak bulunuyor. Kulenin içinde spiral şeklinde 186 basamak merdiven bulunuyor ve tepesinden insanlar tarihi şehir merkezinin muhteşem bir görüntüsünü izleyebiliyorlar.

Kafka Müzesi

Kafka Müzesi
Kafka Müzesi

Karl Köprüsü’nden sağ tarafa doğru ilerlediğinizde kafeleri ve süslü evleriyle çok hoş bir sokağa gireceksiniz. O sokak sizi Kafka Müzesi’ne götürecektir. Eğer Kafka’nın herhangi bir eserini okumadıysanız Kafka Müzesi ilk başta size farklı gelecektir. Böyle de müze mi olur diyebilirsiniz. Burası ışıklandırması, müzikleri, tasarımı ile tam da Kafka’nın ruh halini, bunalımını ve eserlerine verdiği kasveti yansıtıyor.

Babasının kendisine olan davranışları yüzünden hayatı boyunca özgüven eksikliği yaşayan Kafka, “Babaya Mektup” kitabında “Evet sen temelde iyi kalpli yumuşak bir insansın, ama her çocuk o iyiliği bulana kadar arayacak sabır ve korkusuzluğa sahip değildir.” sözleriyle yaşadığı buhranı çok iyi anlatıyordu.

Kafka ölmeden önce en yakın arkadaşı Max Brod’a öldükten sonra tüm eserlerini yakmasını istese de Max onun bu isteğini yerine getirmemiş ve Kafka’nın eserlerini yayınlayarak dünyanın en çok okunan yazarlardan birisi olmasını sağlamıştır. Çek’ler, daha da ileri giderek Kafka daha çok yaşasın diye bir de böyle bir müze yapmışlar.

Prag Municipal House – Prag Eski Belediye Binası

Prag Municipal House
Prag Municipal House

Prag Municipal House (Obecní dům), Prag Eski Belediye Binası, Art Nouveau sanat akımının benzersiz sanatsal ve zanaat becerilerinin kalitesini görmek açısından çok yerinde bir örnektir.

Alfons MuchaJan PreislerLadislav Šaloun gibi önde gelen sanatçı ve heykeltıraşlar tarafından süslenmiş kafeterya, Fransız ve Pilsen restoranları, Amerikan barları, Lord Belediye Başkanı Salonu ve Smetana Salonu, Art Nouveou akımının mükemmel bir şekilde gerçekleştirilen iç mekan örnekleridir.

İlk başlarda kraliyet ikametgahı olarak kullanılan Belediye Sarayı daha sonra askeri okula dönüştürülmüş.

19 uncu yüzyılda, Orta Avrupa’daki en son kullanılan eşi benzeri görülmemiş teknolojik altyapısı ile bina çok modernmiş.

O zamanlar binada, 28 elektrikli ve hidrolik asansör, uzaktan kumandalı klima sistemi, pnömatik direk, merkezi elektrikli süpürge, modern telefon santrali, buz fabrikası, buzdolabı ve en modern mutfak varmış. Burası tam anlamıyla Prag tarihini yansıtıyor diyebiliriz.

Dancing House (Dans Eden Ev)

Dancing House
Dancing House

Dancing House, ya da Dans Eden Ev… Prag’da neredeyse yeni bir bina yok! İnşaatçıların işi zor bu ülkede vallahi aç kalırlar… Tarihi koruma adına eski binaları da yıkmıyorlar… Prag’da tanıştığım bir arkadaşım, yanan eski bir ev için halkın para toplayıp yeniden restore edilmesi için belediyeye başvurduğunu söylediğinde tarihe ne kadar önem verdiklerini anladım.

Prag yüzyıllara dayanan mimarisi ile biliniyor ve 20. Yüzyılın sonlarında inşa edilen yapı çözücülük örneği olan Dans Eden Ev ile bunda ne kadar başarılı olduğunu kanıtladı. Çek mimar Valdo Milunic ve Kanadalı Frank Gehry imzası taşıyan bu efsanevi bina hem dinamik hem statik elementleri bir arada bulunduruyor. Kadın bir dansçının erkek partnerinin kolları arasında gidip gelmesini tasvir eden yapı mimarlık dünyasının Fred Astaire ve Ginger Rodgersı olarak da biliniyor. Vltava Nehri ile Resslova Caddesinin kıyısında bulunan Dans Eden Ev şu anda özel bir şirketin ofisi ancak 7. Kattaki restoran, Celeste, herkese açık.

Her sokağında tarihin solunduğu Prag’da “Danseden Ev” de bir turizm cazibesi olmuş…

Prag’daki modern mimariyi temsil eden Dancing House, 1996 yılında, dünyaca ünlü mimar Vlado Milunić ve Frank O. Gehry’nin çizim tahtasından geliyor.

1930 ların ünlü dansçı çifti Fred Astaire ve Gingir Rogers’ın unutulmaz dansları ve müzikalleri Dans Eden Ev’e esin kaynağı olmuş. Sağ tarafta taştan yapılmış kule biçimindeki bina Fred Astaire’i ve soldaki cam kule de eşi Ginger Rogers’ı simgeliyor.

Dansing House, American Time dergisinin tasarım kategorisi dalında 1996 yılında prestij ödülüne layık görülmüş.

Vyšehrad

Vyšehrad
Vyšehrad

Gelelim benim için Prag’ın en güzel yerine Vyšehrad’a. En güzelini en sona sakladım sizin için. Burası Prag manzarasını tepeden en güzel görebileceğiniz bir kale. Eski efsanelere göre, Vyšehrad, Çek prenslerinin en eski yerleşim yeri imiş. Aslında, yerel yerleşim 10. yüzyılın ortalarında kurulmuş.

Vltava Nehri‘nin üstündeki kayalık bir çıkıntı üzerinde yer alan yerleşim yeri, Prag’ın çarpıcı manzaralarını sunmaktadır.

Park alanı, yine Prag’ın her yerinde gördüğümüz gotik kilisesi, ve eski ulusal mezarlık Slavín burada yer almaktadır.

Vyšehrad, Dans Eden Ev’den sonraki 3.köprü’nün karşısında yer almaktadır. Dans Eden Ev solunuzda kalacak şekilde nehir yönüne doğru yürüyerek yaklaşık 15 dk. içerisinde ulaşabilirsiniz.

Eski Yeni Sinagog

Eski Yeni Sinagog
Eski Yeni Sinagog

Prag’ın eski Yahudi Meydanı olan Josefov’da bulunan sinagog Avrupa’nın aktif haldeki en eski sinagogu. Rivayete göre Kudüs’ten melekler tarafından Prag’a getirilen taşlar ile sinagogun duvarları örülmüş. Prag’ın ilk gotik binası olan Eski Yeni Sinagog 1270’de tamamlandı ve 1942-45 yılları arasındaki Nazi istilası hariç günümüze kadar hizmet vermeye devam etti.

Tyn Kilisesi

Tyn Kilisesi
Tyn Kilisesi

Tarihi şehir merkezinde yer alan Tyn Kilisesi Prag’ın en bilinen turistik noktalarından biri. 80 metreye ulaşan yüksekliğiyle şehrin hemen her yerinden görünüyor. Prag’da ki aynı diğer kiliseler gibi aslı 11. Yüzyıla dayanan bir Romanesk kilisesiydi. Burası aslında Tyn Avlusunda ticaret yapmaya gelen tüccarlar için yapılmış bir kiliseydi. Günümüzdeki kilise ise 14. Yüzyılda inşa edildi ve hatta çatı ve kuleleri daha da sonradan eklendi. İçerisinde Gotik, Barok ve Rönesans dönemlerine ait birçok eser bulunuyor.

Meryem Ana’ya ithaf edilen ve orijinal ismi Church of Our Lady Before Týn olan Týn Kilisesi, Prag’daki en etkileyici Gotik dini yapılardan biridir. Prag Tarihi Kent Meydanı, Old Town’da yer alan Týn Kilisesi 14. yüzyılın ortalarından 16. yüzyılın başlarına kadar inşa edilmiştir.

17.yüzyılın sonunda iç mekan Barok tarzda yeniden düzenlenmiş. Katedral, Gotik, Rönesans ve Erken Barok eserlerinin geniş bir galerisi olarak bilinir. Bunların en ilginç eseri Karel Škréta‘nın sunak tabloları ve gökbilimci Tycho Brahe‘nin mezarını içermektedir.

Kuzey kulesine Havva, yaklaşık 1 m. daha uzun olan güneydekine Adem ismini vermişler. 1679 da yanan Kilise daha sonra Barok stilde yeniden inşa edilmiştir.

Mala Strana

Mala Strana
Mala Strana

Prag’ın eski bölgelerinden birisi olan Mala Strana, Karl Köprüsü ile Prag Kalesi arasında kalan tarihi bölgeye denir.

Prag’ın özgürlük sembolü John Lennon Wall, Yeşil Kubbesiyle St.Nicholas Kilisesi, yeni doğmuş İsa heykelinin yer aldığı Church of Our Lady Victorious, Lady Victorious Kilisesi, 1600’lü yıllardan kalma Prag’ın ilk Barok mimarilerinden Wallenstein Palace burada yer almaktadır.

Barok mimarisi Mala Strana’nın altın kuralı ve bir kraliyet kasabası olarak bulunduğu 1257 yılına dayanan bir geçmişe sahip. Barok St. Nicholas Kilisesi ve devasa Wallenstein Sarayı tüm bölgeyi etkisi altına alıyor. Bu bölgede saraylar, kiliseler, meydanlar, parklar, bahçeler ve daha birçok etkinlikler bulunuyor. Barlar, dükkânlar, restoranlar ve uluslararası elçiliklerin hepsi muhteşem ve devasa barok binalarının içerisinde yer alıyor.

Mala Strana, Prag tarihini soluyup tam anlamıyla aylak gezeceğiniz,  farklı barok mimarileriyle ön plana çıkmış bir mekandır.

Wenceslas Meydanı

Prag’ın iki ana meydanından biri olan Wenceslas alışveriş tutkunları için tam anlamıyla bir cennet. Bir zamanlar IV. Charles’ın 1348’de kurduğu Pazar günümüzde geleneksel bir yerden ziyade bir bulvar şeklinde. Meydanda birçok bar, kulüp, restoran, otel, market ve bankalar yer aldığından dolayı eğlence, gece hayatı ve alışverişin çok yoğun şekilde yaşandığı bir bölge.

 Prag Astronomik Saati

 Prag Astronomik Saati
Prag Astronomik Saati

Prag Old Town’da onlarca turistin ellerinde kamera ve fotoğraf makinaları ile dikkatli ve heyecanlı bir şekilde baktıkları yer Astronomik Saat Kulesi’dir. Her saat başı çalan çanları ve pencerelerden çıkan 12 havariyi temsil eden heykelleri selamlamak için bekler insanlar burada.

Prag’da görülmesi gereken yerlerinden biri de astronomik saat. Çok kompleks bir yapıya sahip olan saat Babil saatini, eski bohem saatini, Alman saatini ve gerçek saati göstermesinin yanı sıra gündoğumu ile günbatımını, ay ve güneşin konumlarını da gösteriyor. 1410’da bir saat ustası ve matematik profesörü tarafından yapılan saat 600 yıl boyunca tamir edilip bakımı yapıldı ve günümüzdeki dünyanın en eski üçüncü saati olarak varlığını sürdürüyor. Her saat başı üstteki iki pencerede görünen havarilerin figürleri ise 1865 yılında eklendi. Her saat başı çanlar çalıyor ve havarilerin yürüyüşü başlıyor.

Bir çan sesi için bu heyecana ne gerek var demeyin. Astronomik saat Kulesi’nin tarihi tam 600 yıla dayanıyor. Prag’ın simgelerinden ve en önemli turizm cazibelerinden birisi olan Astronomik Saat Kulesi 1410 yılında yapılmış ancak 15.yüzyılın sonlarında saat ustası Hanus tarafından geliştirilmiştir. Efsaneye göre tamamlandıktan sonra o kadar beğenilmiş ki bir kopyasını daha oluşturulmasın diye yapan usta Hanus’u kör etmişler. Üstat Hanus da intikamını almak için saati durdurmuş. Astronomik Saat 1865’te gerçekten durmuş ve kaldırılma riski varmış. Neyse ki, Prag saatçisi Ludvík Hainz mekanizmayı tamir etmeyi başarmış ve oğulları ve torunlarıyla birlikte saatin bundan sonra bakımını üstlenmiş.

Astronomik Saat Kulesi’nde bulunan karakterlerden bir tanesi de saatin sağ tarafından bulunun “iskelet” karakterinin yanındaki “Türk” karakteri. Sarık ve cübbesiyle korku veren bu karakteri ben sevmedim açıkçası. Kurtulun artık şu Türk fobisinden canım.

Tarihi Şehir Merkezi

Wenceslas Meydanı ile Charles köprüsü arasında yer alan bölge yaz aylarında turist kaynıyor. Çeklerin uzun tarihi kendisini birçok farklı mimari tarzlarda gösteriyor: Romanesk, Barok, Rococo, Gotik ve Rönesans tarzları hemen her yerde kusursuz bir biçimde yansıtılıyor. Tyn Katedralinden göğe uzanan Gotik kuleler St. Nicholas’ın Barok tarzıyla muhteşem bir tezatlık oluştururken eski Belediye Binası Gotik ve Rönesans’ın müthiş bir uyumunu sergiliyor. Prag gezilecek yerler listesinin en önemli yerlerinden biri.

Prag Kalesi

Prag Kalesi
Prag Kalesi

9.Yüzyılda kurulan Prag Kalesi, Çek devletinin bin yıldan fazla süredir önemli bir sembol olmuş, Çek hükümdarları ve daha sonraları cumhurbaşkanlarının makamı olmuştur.

Yaklaşık 70.000 m²’lik bir alana sahip olan Prag Kalesi Guinness Dünya Rekorları Kitabına göre dünyanın en büyük kale kompleksidir.

Prag Kalesi civarında görülecek yerlerden Aziz Vitüs Katedrali ve Petrin Tepesi de Prag’da gezilecek yerlerin başında gelmektedir.

Sadece tek parçalık bir savunma binası olmanın çok ötesinde bir yapı olan Prag Kalesi şehri tepeden görüyor. Prag gezilecek yerler listesinin en önemli yerlerinden biri olan kalenin içerisinde kraliyet sarayı, katedral ve üç kilisenin yanında bir bazilika, manastır, savunma kuleler, kraliyet ahırları, küçük ama muhteşem bahçeler yer alıyor. Prag kalesi 9. Yüzyılda tamamen ahşap olarak yapılmaya başlandı ve 11. Yüzyılda kraliyet sarayı eklendi. Ve 14. Yüzyılda St. Vitus Katedralinin yapımına başlanarak içerideki en değerli mücevher haline geldi.

Prag Kalesi 06:00-22:00 saatleri arasında ziyaretçilere açıktır.

Aziz Vitus Katedrali

Aziz Vitus Katedrali
Aziz Vitus Katedrali

Prag Kalesi içinde yer alan Aziz Vitus Katedrali, Çek Cumhuriyeti’nin en büyük katedralidir. Yapımına 1344 yılında başlanan ve tam 600 yıl süren Aziz Vitus Katedrali 1929 yılında tamamlanabilmiştir. Çek Cumhuriyeti’nin dini ve kültürel yaşantısında çok önemli bir yere sahip olan Aziz Vitus Katedrali yüzyıllar boyunca kral ve kraliçelerinin taç giyme törenlerine ev sahipliği yapmıştır. Gotik tarzda yapılan Aziz Vitus Katedrali, sadece Prag’da değil Orta Avrupa’daki en büyük ve en gösterişli katedraldir.

Charles Bridge Köprüsü

Charles Köprüsü
Charles Köprüsü

Prag’ın en eski köprüsü olan Charles Bridge ya da Karl Köprüsü, 1342’de taşkınlarla büyük hasar gören Judith Köprüsü’nün yerine inşa edilmiştir. 1870’den beri Charles Köprüsü olarak adlandırılan Stone Bridge (Taş Köprü) veya Prag Köprüsü’nün inşaatına 1357 yılında IV. Charles tarafından başlatılmış ve 1402’de tamamlanmıştır. Köprü her köşede güçlendirilmiş kulelerle çevrili kumtaşı bloklardan oluşur (Lesser Town Bridge Towers, Eski Şehir Köprüsü Kulesi).

Merkez ile şehrin geri kalanını birleştiren köprü tam 600 yaşında ve Prag’ın en bilinen ikonu olarak göze çarpıyor. Kral IV. Charles 1342 yılında yıkılan Judith Köprüsünün yerine 1357 yılında Charles Köprüsünü yaptırdı. Yayaların geçebildiği kenar kısımlarında tam 30 adet barok heykelleri bulunuyor. Aynı şekilde satıcılar, müzisyenler, performans sanatçıları ve dilenciler de yine buralarda para kazanmaya çalışıyorlar. Çok canlı bir bölge olan köprüde insansız bir zaman bulmak neredeyse imkânsız ancak sabahın çok erken ve gecenin çok geç saatlerinde nispeten az insan görebilirsiniz. Prag kalesi tepeden görünüyor ve özellikle gece aydınlatması yapıldığında herkesi büyüleyecek kadar güzel bir görünüme kavuşuyor.

1683’ten 1928 yılına kadar, en ünlüleri heykeltraş Jan Brokoff tarafından yapılan St. John Nepomuk’un heykeli olan 30 tane azizin heykeli köprüyü süslemek için konulmuştur.

Kral Vaclav IV tarafından önce işkence edilerek öldürülen ve cesedi nehire atılan Aziz Nepomuk, fakir halk tarafından bir kahraman olarak görülüyordu. Hatta Köprünün koruyucusu olduğuna inanılıyordu. Bu yüzden onun anısını yaşatmak için bu heykeli yapmışlar. Karl Köprüsü’nü ziyaret eden turistler halk tarafından heykelin tepesinde bulunan yıldızlara dokunulduğunda dileklerin gerçekleşeceği inancı hakimdir.

Vaclav Meydanı

Vaclav Meydanı
Vaclav Meydanı

1348’de Charles IV tarafından Yeni Kent’in kurulması sırasında yaptırılan Vaclav Meydanı için Prag’ın İstiklal Caddesi diyebiliriz. Kentin ticari ve idari merkezi olan bu meydan, önemli sosyal ve tarihi olayların bulunduğu yerdir. Burada sinema salonları, tiyatrolar, bankalar, oteller, restoranlar, cafe-barlar, onlarca küçük ve büyük mağazalar ve idari merkezler bulunur. Prag gezilecek noktalar’a burayı da ekleyebilirsiniz.

Old Town Square

Old Town Square
Old Town Square

Birçok tarihi olaya tanık olan Prag’ın en önemli karesi Old Town Square,  12. yüzyılda kurulmuş. Eski Belediye Sarayı’nın yanında Týn Kilisesi, St . Nicholas Barok Kilisesi, Rococo Kinský Sarayı ve Jan Hus anıtı Prag Old Town Square’in başlıca yapılarıdır.

Meydandaki kaldırımda, 1621’de 27 Çek Lordu’nun idamını simgeleyen anıt taşlar ve Prag meridyeni vardır.

Eski Şehir MeydanıOld Town Square, Prag’ın tarihi merkezinde bulunan en eski ve en önemli meydan ve Prag gezilecek yerler’in başında gelir. Tarihi, Avrupa ticaret yollarının kavşağında bir pazar olarak hizmet ettiği 10. yüzyıla kadar uzanmaktadır.

Tarihte çeşitli malların satıldığı sabit ve taşınabilir dükkanlar varmış burada. Seyyar tezgahlarda, fırıncılar, çömlekçiler, ahşap ürün üreticileri, bitki yetiştirenleri, zencefil ekmek üreticileri ve diğer zanaatkarlar mallarını satıyorlarmış. Prag’da bu gelenek günümüzde de devam ediyor.

Prag Old Town Square aynı zamanda Prag gece hayatının kalbinin attığı yerdir. Küçük dar sokaklarda bulunan cafeler, barlar, clublar Tarihi Meydan’a ayrı bir renk katar. Prag da yaşam burada!

Prag Hakkında Önemli Bilgiler

Prag gezilecek yerler tabii ki bu kadar değil. Öncelikle buraya birkaç gün zaman ayırmanız yetmeyecektir onu belirtmem gerek.

Prag gerek tarihi dokusu gerekse saygı duyulacak doğallığıyla Avrupa’nın en güzel şehirlerinden. Mükemmel bir şehirleşme anlayışı ile yılda yaklaşık 8-10 milyon turist çeken bu güzeller güzeli şehir her yıl bu sayıyı fazlasıyla katlıyor.

Peki bunu nasıl başarmışlar? Prag’ın nüfusu 1 milyon 200 bin. Çek Cumhuriyeti’nin ise yaklaşık 11 milyon. Dünya’nın en çok turist çeken şehri olmasına rağmen en büyük şehri, başkenti sadece %10 luk bir kesime sahip.

İstanbul ile kıyasladığımız zaman İstanbul, Türkiye’nin yaklaşık 4 te biri nüfusuna sahip. İşte bizim şehirleşme anlayışımızdaki en büyük sıkıntı bu. İç göçü, çarpık kentleşmeyi, kaçak işçiliği engellemediğimiz sürece her ne kadar tarihi ve kültürel anlamda Dünyanın en güzel şehri de olsa İstanbul’u hiçbir zaman bir dünya markası yapamayız.

Bu yazımda, Prag gezilecek yerler ve Prag hakkında genel bilgileri vermeye çalıştım. Siz de Prag gezinizde gördüklerinizi yorum kısmında bizimle paylaşabilirsiniz.


0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir