Tac Mahal’in Hikayesi

300 yılı aşkın bir süre, Hindistan coğrafyasına hükmetmiş, Türk-Moğol kökenli Babür İmparatorluğu’nun 5. Hükümdarı Şah Cihan hem Timur’un hem de Cengiz Han’ın torunudur. Soylu bir aileden gelen Mümtaz Mahal, 14 yaşında iken sözlendiği Şah Cihan’la, (3. eşi olarak) 19 yaşında evlenmiştir. 19 yıllık evliliklerinde peş peşe 13 çocukları dünyaya gelmiştir ve Mümtaz Mahal on dördüncü çocuklarına hamiledir.

1631 yılında Burhanpur’da bir isyan çıkmıştır ve Şah Cihan’ın isyanı bastırmak için oraya gitmesi gerekmektedir. Ancak Mümtaz Mahal’in hamileliğinin son günleridir. 19 yıl boyunca eşini yanından ayırmayan Şah Cihan yine eşini yanında götürür, isyan bastırılır lakin dokuz aylık hamile olan Mümtaz Mahal bu yorgunluğa dayanamayarak erken doğum yapar. On dördüncü çocukları sağlıklı bir şekilde dünyaya gelir fakat 38 yaşındaki Mümtaz Mahal doğum esnasında hayatını kaybeder.

Eşinin ölümü ile yıkılan Şah Cihan cenazeyi Burhanpur’da bırakarak Agra’ya döner. Eşi olmaksızın yaşamak bir anlam ifade etmiyordur artık, adeta hayata küser, devlet işlerini yardımcılarına bırakır ve eşi için, en az eşi kadar güzel olabilecek bir anıt mezar yaptırmak ister.

Mümtaz Mahal’in ölümünün hemen ardından eşinin anısına, Agra şehrinde Yamuna Nehri’ni kıyısında, dünyanın 7 harikasından biri olan Tac Mahal’i yaptırır.

Cennete en yakın anıtı yaptırmak için Hindistan, Türkiye, İran ve Arabistan’dan en iyi sanatçıları ve mimarları çağırır huzuruna. Mimar Sinan’ın öğrencilerinden Mehmet İsa Efendi de aralarındadır. Tam iki bin örnek sonrası karar verdiği kararla inşaa süreci başlar tam yirmi bir yıl boyunca yirmi bin işçinin çalıştığı Tac Mahal’de kullanılan taşları bin fil ile taşırlar. Yirmi dokuz metre büyüklüğünde 6,7 metre yüksekliğinde bir platform üzerinde yer alan dünyanın en harikasının minareleri, kuleler dört bir yanında gökyüzünde yükselir. Altmış bir metrelik yüksekliği ile beyaz mermerleri, sekiz köşesiyle on iki çeşit yarı değerli taşlarla çiçekler döşenmiş bu şaheserde ayrıca siyah mermer ve Kuran’dan sureler mevcuttur.

Yapımı için özel yollar açılır, işçiler bütün gücüyle çalışırken 10 fersah öteden 40 adam ağırlığındaki mermer blokları henüz vinç olmadığı için filler taşır. 3.300 metrelik rampalar yaparlar.

Hükümdar, mezarı, nehrin diğer yakasında ve gümüş bir köprüyle bağlı siyah mermerden inşa etmeyi düşündüğü kendini anıtına bağlamayı düşünse de oğlu artık yeter diyerek bu işe ve yönetime el koyar. Hayatının geri kalanını geçireceği yer olan kendisinin yaptırdığı Agra Kalesinde pencerenin önünde tam yedi sene geçirir ve sevdiği kadına bakar. 22 Ocak 1666 yılında Agra Kalesi’ndeki odasında hayata gözlerini yumarken yine Tac Mahal’e yani pek sevdiği ve doyamadığı eşi Mümtaz Mahal’e bakmaktadır. Ölümünün ardından Tac Mahal’e, Mümtaz Mahal’in yanına gömülmüştür.


0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir