İçindekiler

Toskana, İtalya’nın merkezinde bulunan başkenti Floransa olan 4 milyon nüfuslu özerk bir bölgedir. İtalyan Rönesansının ve modern İtalyanca’nın burada doğduğu göz önünde bulundurulunca sadece Toskana Bölgesi’nden bu kadar çok Unesco koruması altında bulunan yerin olması şaşırtıcı gelmiyor. Floransa, Siena, Pisa ve Pienza’nın tarihi merkezi noktaları, Pisa Katedrali, Val d’Orcia ve Medici Villaları ve Bahçeleri koruma altına alınan noktaların arasına girmektedir.

Toskana

Pisa

Pisa Kulesi
Pisa Kulesi

Pisa İtalya’nın en turistik noktalarından biridir. Şehrin en hareketli noktası hiç kuşkusuz Campo dei Miracoli Meydanı (Mucizeler Meydanı) ve etrafını saran dünyanın en değerli yapılarıdır. Meydan dört harika dini yapı ile taçlandırılmıştır; Pisa Katedrali, Pisa Vaftiz Binası, Campanile ve önemli şahısların defnedildiği anıt mezar olan Camposanto Monumentale. Ünlü Pisa Kulesi, II Duomo’ya ait bir çan kulesidir ve Pisa’da turistlerin en uğrak noktalarından biridir. Bu önemli noktaları gezdikten sonra şehrin tarih kokan sokaklarında bir gezintiye çıkın, daha sonra nehir kıyısında bulunan Santa Maria della Spina ve Sant Agata’yı görmeyi unutmayın.

Lucca

Lucca
Lucca

Toskana Bölgesi’nin batısında yer alan Lucca, bölgenin özenle korunmuş, en özgün şehirlerinden bir tanesi. Lucca’da ilk dikkatinizi çeken şehri çevreleyen tarihi surlar oluyor. Surların içerisinde yer alan tarihi şehrin sokakları bir labirenti andırıyor. Gotik mimariye sahip Cattedrale di San Martino ve Casa Natale di Giacomo Puccini Müzesi, Antik Roma forumu üzerine inşa edilen San Michele Kilisesi, süslü bahçesiyle dikkat çeken Palazzo Pfanner, tarihte Roma şehir merkezinin eğlence yeri olan ve bugün Lucca şehir hayatının en hareketli meydanı olan benzersiz elips şeklindeki Piazza dell’Anfiteatro surlar arasında fotoğraflamaktan keyif duyacağınız mimari eserler.

Lucca’yı kuşbaşı seyretmek için Torre Guinigi’ye çıkmanızı tavsiye ederiz. Şehri farklı bir açıdan görmek isterseniz, surların üzerinde yürüyebilirsiniz. Lucca’nın labirent sokaklarına yukarıdan bakıp, surların dışında kalan yemyeşil parkları görülmeye değer. Yemeği nerede yemeli sorusuna ise yerel Toskana mutfağına ait lezzetleri ile Trattoria da Leo’da yiyebilirsiniz.

Montalcino

Montalcino

Güney Toskana’nın sakladığı mücevherlerden Montalcino, Pienza’nın batısında bulunan Crete Senesi’ye oldukça yakın bulunmaktadır ve İtalya’nın en iyi kırmızı şaraplarından ‘’Brunello’’nun da üretildiği yer olarak ün yapmıştır. Montalcino ve etrafının sunduğu manzaralar oldukça nefes kesicidir.

Tipik bir Ortaçağ kale şehri olarak öne çıkan Montalcino’da, Museo Civico e Diocesano d’Arte Sacre isimli güzel sanatlar müzesini gezebilir, La Fortezza Kalesi’ni görebilir ve bölgede bulunan harika şarap evlerinde tüm gününüzü geçirebilir ya da özel tadım turlarına katılabilirsiniz. Buraya kadar gelmişken zamanınız varsa 18.yy’dan beri işlenen ve bölgenin en ünlü şarabı olan Brunello di Montelcino’nun üzümlerinin üretildiği oldukça lüks bir kompleks olan Castiglion del Bosco’ya uğrayabilir Michelin yıldızlı restoranı Campo del Drago’da keyifli bir yemek yiyebilirsiniz.

Pienza

Pienza

Pienza, Toskana’nın Siena şehri sınırları içinde bulunmaktadır. Gecenin karanlığında arabamızı kalelerle çevrili eski şehrin dışında bulunan alana park edip şık otelimiz La Bandita’nın yolunu tutarken sabah gözlerimizin şahit olacağı güzellikten pek bir habersizdik.

Val d’Orcia Vadisi UNESCO Kültür Miras Listesi’nde bulunan incilerden biri. Bir yağlı boya tabloyu andıran doğası ve uçsuz bucaksız bağlarının yanı sıra Pienza, köklü bir kültürel mirasa da ev sahipliği yapıyor. Eğer o çok ünlü manzaraları görmek ve fotoğraflamak istiyorsanız burası konaklamak için oldukça ideal. Gladyatör filmine ev sahipliği yapmış Terrapille, minik sevimli selvi çemberinden oluşan Copse of Cypressi ve bir tepede tek başına yıllara meydan okuyan La Vitaleta Şapeli’ni mutlaka ziyaret edin.

Pienza’da görmeniz gereken yerler arasında ise Duomo di Pienza, Piazza Pio II, Palazzo Piccolomini ve görkemli mimarisi ile dikkat çeken Palazzo Comunale bulunuyor. Rönesans mimarları tarafından ‘’ideal şehir’’ olarak inşa edilen Pienza’yı kısa süre içinde yürüyerek gezebilirsiniz. Bu şirin şehre kadar gitmişken, bölgenin dillere destan peyniri Pecorino’dan almayı unutmayın.

Monticchiello

Monticchiello

Toskana’nın tam kalbinde bulunan Monticchiello, bölgenin masalsı atmosferini içinde barındıran bir kale kasabasıdır. Toskana’nın gastronomi duraklarından biri olan Monticchiello, hoş restoran ve trattoriaları ile ünlü. Ortaçağ mimarisinin tüm güzelliğini taşıyan sokakları ile Monticchiello’da kaleyi görebilir; bol bol şarap tadımı yapabilir ve Toskana dinginliğinin keyfini çıkarabilirsiniz. Buraya kadar gelmişken Osteria La Porta’ya gelip panaromik Val d’Orcia manzarasına karşı terasında muhteşem yemekler yiyebilirsiniz.

San Gimignano

Bu tarihi kasaba San Gimignano ismini şehri Atilla Han’dan koruyan Modenalı bir piskoposun ardından almıştır. Yüksek kuleleriyle ‘’Ortaçağ’ın Manhattan’ı’’ olarak adlandırılan San Gimignano, Siena’nın kuzeybatısında, Elsa Vadisi’ne tepeden bakan bir Ortaçağ kasabasıdır.

UNESCO Dünya Mirası Kentler arasında giren bu büyülü kasaba için “Güzel Kulelerin San Gimignano’su” sıfatını sıkça duyabilirsiniz. Bu sıfatı kazandıran ise büyük özenle korunarak, günümüze gelen 14 tarihi kule. Kuzey Avrupa’dan Roma’ya uzanan hac yolu üzerindeki ana duraklardan biri olan San Gimignano’nun bu tarihi ve kültürel zenginliği de o zamanki ayrıcalıklı konumuna dayanıyor. Tarihi binalarla çevrili Piazza della Cisterna’da bir kafede oturabilir, Via San Giovanni’de yürüyüş yapabilirsiniz. Meydanı ve tarihi ara sokakları dolaşırken hem kasabaya şöhretini kazandıran kuleleri görebilir hem de bu Ortaçağ kentinin otantik ambiyansını yaşayabilirsiniz. Tipik Toskana mutfağı denemek isteyenler La Mangiatoia’da leziz bir öğün yiyebilir.

Siena

Siena

Siena etrafı Toskana manzaraları ve Chianti şarap bölgesi ile çevrili, ortaçağ atmosferini yaşayabileceğiniz nefes kesici güzellikteki bir şehirdir. Toskana kırsallarını keşfederken Siena’yı merkez olarak alıp buradan günübirlik olarak rotalarınızı belirleyebilirsiniz. En güzel manzaralara yakın olmasının haricinde gezilip görülebilecek harika yerlerin olması da cabası.

Tamamını gezmek için bir gün, önemli noktaları gezmek için yarım gün ayırmanız yeterli olacaktır. Siena denilince akla ilk deniz kabuğu şeklindeki Piazza del Campo Meydanı geliyor. Siena’nın kalbinin attığı yer olarak bilinen meydan, şehrin en kalabalık ve en canlı noktasıdır. Bu meydanda bulunan Palazzo Pubblico 13. yy’da inşaa edilen tipik İtalyan Ortaçağ Gotik mimarisine güzel bir örnektir. Hükümet binası olarak inşaa edilen binanın içine girerek Museo Civico’yu gezebilirsiniz. Eğer Torre del Mangia’nın 400 merdiveni çıkmaya çıkmaya karar verirseniz harika bir Siena manzarasını garanti edersiniz. Siyah beyaz mermer cephesiyle Duomo di Siena, en iyi İtalyan Gotik Mimari örneklerinden biridir. Duomo’da aynı zamanda mermer zemine betimlenmiş Roma’nın simgesi olan Remus ve Romulus’u emziren dişi kurtu görebilirsiniz.

Efsaneye göre Siena’yı Romus’un oğlu Sienus kurmuştur. Meydanın diğer yapısı ise heykellerle süslü, mermerden yapılan dikdörtgen çeşme Fonte Gaia. Her zaman canlı olan meydanda yer alan ve Gotik mimarisiyle ilk bakışta dikkatinizi çeken Il Duomo 12.-14.yüzyılda inşa edilmiş. Pinturicchio, Pisano, Michelangelo, Bernini ve Donatello gibi ünlü İtalyan ustaların eserlerini göreceğiniz katedralin arka tarafında bulunan vaftiz binasında ise Donatello ve Ghiberti’nin rölyeflerini göreceksiniz. Siena’ya geldiğinizde Compagnia dei Vinattieri, Osteria La Chiacchiera veya Antica Trattoria Botteganova’da oldukça keyifli bir yemek yiyebilirsiniz. Konaklamak için ise Campo Regio Relais, Grand Hotel Continental otellerinde kalınabilir.

Ne yenir?

Toskana mutfağı aslen ‘’fakir sofrası’’ düşüncesinden ortaya çıkmıştır. Tüm yemekler sade, basit ve ucuz ürünlerden meydana gelir. Tabi günümüzde artık bu seçim ekonomik sebeplerden ziyade gelenekleştiği için tercih ediliyor. Bu mutfaktaki tüm ürünler ister Trüf mantarı olsun ister halis zeytinyağı hepsi Toskana’nın doğasında yetiştirilmektedir. Toskananın yerlisi ekmek, zeytinyağı ve geleneksel brushettalarından asla vazgeçemezler. Dolayısıyla Fettunta mutlaka sipariş vermeniz gereken başlangıçlardan biridir.

Eskiden Toskanalı köylüler kalan ekmekleri çöpe atmamak için bir salata tarifi icat etmişler ve bu zamanla geleneksel bir hale gelmiş. İsmi Panzanella olan salatanın içinde domates, salatalık, soğan, kapari ve tabi ki ekmek bulunmakta. Bir sebze ve ekmek çorbası olan Ribollita ise denemeye değer. Birde kuru fasülyeye olan aşklarından dolayı çeşit çeşit fasülye içeren tarifleri bulunmaktadır. Pecorino peynirinden daha önce bahsetmiş olsamda, bizdeki eski kaşarı andıran peynirden almak isterseniz sadece peynir satan -mümkünse Pienza’dan- yerel bir marketten almanızı tavsiye ederim. Şarabın anavatanı olan Toskana’nın en ünlü şarapları Chianti, Montalcino ve Montepulciano’da yetiştiğinden bu bölgelere gidip tadımlarda bulunabilirsiniz. Brunello di Montalcino ve Chianti Classico bölgenin en ünlüleri arasında.

Ne alınır?

Toskana’da alışveriş yapmak istiyorsanız doğru yere geldiniz çünkü el yapımı ürünler ve zanaatkarlardan burada bolca bulunmaktadır. En iyi ürünleri bulabileceğiniz dükkkanlar genelde Floransa veya Siena gibi büyük kasabalarda olsa da küçük kasabalarda da güzel ürünler bulmak mümkündür.

Öncelikli olarak çinde üretilen ürünleri, yerli ürünlerden ayırt etmek gerekir. Nerede üretildiğine dair çok fazla soru geldiğinden genelde kendileri bu ürün Toskana’da üretildi diyeceklerdir. Peynir ve şarapları ister üretildikleri çiftliklerden isterseniz şehirdeki büyük dükkanlardan alabilirsiniz fakat en keyiflisi çiftliklere uğramak olacaktır. Ayrıca zeytin ağacından yapılmış kesme tahtaları, seramik tabaklar ve ürünler, ev tekstili alabileceğiniz diğer harika hediyeliklerden bazılarıdır.

 


0 Comments

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir