İçindekiler
Neresinden başlamak gerekir bu masalsı güzelliği anlatmaya tam olarak emin değilim. Gondollarıyla gezdiğim kanallarından mı, her adımımda karşıma çıkan ve binlerce yıl öncesinden selam getiren tarihi mekanlarından mı yoksa duygu ve romantizm yüklü sokaklarından mı?
Kanallar şehri Venedik, aşk şehri Venedik, karnaval şehri Venedik, batan şehir Venedik… Bu tanımların hepsi Venedik’e uyuyor. Bir şehir hayal edin ki bir tek araba, otobüs, cadde olmasın. Arabalar yerine tekneler, otobüsler yerine vapurlar olan bir şehir hayal edin. Yol çizgileri yerine sudan çıkan kazıklar olan, durakta bekleyen yolcular yerine iskelelerde bekleyen aşıklar…
Venedik Hakkında
Düşünsenize 118 tane küçük adaların oluşturduğu bir adalar şehrinin sokaklarında araç ile değil gondollarla gezdiğinizi. Gezdiğiniz kanalların etrafında bulunan tarihi yapıların gizemiyle büyülenmeyi hayal edin veya en güzel kareyi yakalamak için fotoğraf çekme yarışına katıldığınızı.
Kanalları birbirine bağlayan köprüler, gondolla hayretler içerisinde gezen turistler, kaffelerden gelen müzik sesleri, her yerde karşınıza çıkan pizzacıları ile Venedik muhteşem bir şehir. Venedik’i keşfetmek için biraz bütçeyi zorlamak gerekiyor çünkü hayli pahalı bir şehir ama bütçenizi zorladığınıza değecek bir güzellikler sunmuyor da değil hani.
Sessiz sakin bir şehir burası, aşk isteyene aşk, sanat isteyene sanat var. Ama eğlence isteyene gece kulüpleri yok. Geniş geniş caddeler arayanlar da biraz hayal kırıklığı yaşayacak. Biraz da pahalı tabi, her yere tabana kuvvet gidilecek. Harita bilgisi ve yön duygusu yoksa kaybolarak tadı çıkacak şehrin.
Yüzlerce küçük adacığın köprülerle birbirine bağlanması, köprülerden sokaklar yapılması, evlerin su üzerinde kazıklar üzerine oturtulmasıyla meydana gelen bir şehir Venedik. Araba, otobüs veya trenle şehire gelebilirsiniz ancak şehrin girişinde aracınızı otoparka bırakmak zorundasınız.
Venedik aslında bir ada. Ana kara kısmına “Mestre” deniyor. Eğer özellikle yaz sezonunda buraya gelecekseniz oteliniz muhtemelen Mestre’de olacaktır, Venedik’te oteller yazın bayağı pahalı.
Önce birkaç ipucu verelim:
Şehrin turistik merkezi San Marco Bölgesi. Cannaregio, Dorsoduro ve S.Polo bölgeleri çok daha sakin ama keyifle gezilebilecek yerler. Şehrin ortasından Büyük Kanal (Grand Canal) geçmekte, birkaç büyük köprü haricinde karşıya geçilmiyor, yürüyecek ya da vapura bineceksiniz. (Şehir içi ulaşımda vaporetto denilen tekneler kullanılıyor. Her hattın uğradığı ya da uğramadığı duraklar var. Önceden bakmak gerekiyor. Tek bilet alabilirsiniz, ya da günlük sınırsız bilet alınabiliyor.)
Tren garından indiğinizde San Marco bölgesine gidiyorsanız, özellikle çantalarla S.Polo’dan geçmeyin çok dolaşırsınız. Tren garından çıkınca sola dönün ve kalabalık caddeyi takip edin, Kanala paralel giden bu canlı cadde sizi San Marco bölgesine kadar götürecektir. Şimdi gelelim gezilecek yerlere:
Venedik görülecek yerleri
Grand Canal yani Venedik’in Büyük Kanalı ile geziye başlamak bence en güzel seçim olacaktır. Etrafta yükselen tarihi binaların görkemi ile kanal içerisinde Gondollar veya Vaperottalar ile yapacağınız yolculuk Venedik’i keşfetmenin en güzel yollarından bir tanesi. Dikkat etmeniz tüm vaperotto veya gondollar kanalın her yerini gezdirmiyorlar 1 numaralı vaperotto tüm kanalı baştan sona gezdirmekte.
Büyük Kanalı keşfettiniz ya şimdi? Venedik’in ana kilisesi olarak bilinen San Marco Bazilikası’nı mutlaka görmelisiniz. Kilise Bizans Mimarisinin günümüze kadar gelmiş en güzel örneği denebilir. İnanılmaz bir görkeme ve gösterişe sahip kilise olan kilise 1807 yılından bu güne Roma Katolik Başpiskoposunun resmi ikametgahı olarak kullanılmakta.
San Marco Meydanı

Meydan Venedik’te görebileceğiniz en geniş alan. Meydanda San Marco Bazilikası, Dükler Sarayı (Doge’s Palace), Aziz Mark’ın Çan Kulesi ve lüks restoranlar kafeler var.
San Marko Bazilikası

San Marco Bazilikasının girişi ücretsiz. Özellikle balkonunda yer alan 4 atın hikayesi çok ilginç… Bu atlar Bizans zamanında İstanbul’da hipodromda yer almakta ve yarışları simgelemekteymiş. Haçlı ordusu ve Bizans arasındaki bir anlaşmazlık sonucu Haçlı orduları İstanbul’u yağmalamış ve bir süre sonra atlar çalınarak Venedik’e getirilmiş. Napolyon Venedik’e girince atları alıp Paris’e götürmüş, önce Invalides’e sonra Zafer Takına konmuş. Napolyon gücünü yitirince atlar Avusturya’nın girişimleriyle tekrar Venedik’e dönmüş. Birinci Dünya Savaşında Roma’nın mahzenlerinde saklanmış, ikinci dünya savaşında Padova Sarayının depolarında. En sonunda tekrar Venedik’e dönmüş. Ama balkonda görecekleriniz kopyaları. Gerçekleri çok uzakta değil, bazilikanın üst katındaki müzede sergileniyor.
Dükler Sarayı ve Çan Kulesi

Dükler Sarayı ve Çan Kulesinin girişleri ücretli. Çan Kulesi Pisa kulesi kadar olmasa da biraz eğik ama merak etmeyin sabitlemişler artık daha fazla eğilmiyormuş.
Cafe Florian

Cafe Florian meydanda bulunan en ünlü kafelerden biri. Vakti zamanında ünlü çapkın Kazanova’nın takıldığı mekanlardan biri. Oldukça pahalı olsa da keyif benim derseniz oturup bir kahve içilebilir. Hatırlatmakta fayda var, sadece servis ücreti kişi başı 6 euro. Özellikle yaz döneminde Florian ve benzeri diğer kafelerin önlerinde sahneler kuruluyor ve klasik müzik dinletileri yapılıyor. Ayakta dinlemek gerekse bile saatlerce dinlemek mümkün, çok keyif veriyor insana.
Ahlar Köprüsü

Dükler Sarayının yanından deniz kenarına çıkıp civarda dolaşabilir, Ahlar Köprüsüne bakıp hikayesini öğrenebilirsiniz: Dükler Sarayından karşı tarafındaki zindana götürülen müebbet hapis mahkumların Venedik’i gördükleri son an bu köprüdeki pencereymiş, o yüzden Ahlar Köprüsü denmiş ismine…
Teatro Fenice (Fenice Tiyatrosu)

Fenice Tiyatrosu halen ünlü opera ve konserlerin sergilendiği tarihi bir opera tiyatrosu. İçeride bir etkinlik olmasa dahi salonu görmek için içeri girilebiliyor. Etkileyici bir salon…
Rialto Köprüsü

Şehrin San Marco Meydanından sonra en kalabalık, en canlı yeri Rialto Köprüsü ve civarı. Mimari açıdan şehrin en güzel köprüsü. Civarda bir çok hediyelik eşya satan yerler var. Yeri gelmişken Venedik’in kanalları ne kadar ünlüyse maskeleri ve cam işçiliği de o derecede ünlü. Maskelerden ve cam eserlerden insan gözünü alamıyor. Hele hele şubat sonuna doğru Venedik’e gidecekseniz Venedik Karnavalı’nı araştırmakta fayda var.
Academia Köprüsü

Şehrin en güzel manzarası bize göre bu köprüden izlenebiliyor.
Gondol Turları

Venedik’e gelen herkes bir Gondol turu yapmayı hayal eder. Ama fiyatları oldukça kabarık. 6 kişilik ve 30-45 dakikalık bir gez için kişi başı 20-30 euro arası. 2 kişi binmeye kalkarsanız, yapacağınız pazarlığa göre belki can yakmaz bir seviyeye ulaşabilir güzel bir gondol turu.
0 Comments